13 Nisan 2010 Salı

Bebek İçin Hazırlık Yapan Hormonlar


Sağlıklı bir kadının bünyesi, her dört haftada bir yumurtanın döllenebilmesi için kapsamlı bir hazırlık yapar. Bu hazırlığın baş elemanları ise yine hormonlardır.

Dört haftalık bölümün hemen başında hipofiz bezi LH hormonu üretir. Bu hormon beyindeki yerinden yola çıktıktan sonra, uzun bir yol katederek kan yoluyla yumurtalıklara ulaşır. Hormonlar, son derece küçük moleküllerdir ve insan vücudu bu küçük moleküller için kilometrelerce uzunluğunda bir yol demektir. Ancak her LH hormonu yolunu kaybetmeden, nereye gideceğini çok iyi bilerek, başka hiçbir organa sapmadan direkt olarak yumurtalıklara ulaşır. Artık yumurtalıkların faaliyete geçme zamanı gelmiştir.

Yumurtalığın içinde binlerce olgunlaşmamış (çekirdek) yumurta hücresi bulunmaktadır. Hipofizden gelen LH hormonunun etkisiyle bu çekirdek hücrelerden bir bölümü olgunlaşmaya başlar. LH hormonu bu hücreleri harekete geçirecek özel bir formüle sahiptir. Kan içinde birçok madde bulunmaktadır, ancak bu maddelerin hiçbiri yumurtalıkları harekete geçirmezken LH hormonunun sahip olduğu özellikler bu etkiyi göstermektedir. Yani bu görev için özel olarak yaratılmıştır.

Olgunlaşmaya başlayan hücrelerden yalnızca bir tanesi tam olarak olgunlaşır ve yumurta hücresi olarak yumurtalıktan dışarı salgılanır.

Gelişmekte olan yumurta hücresine ve etrafında bulunan besleyici tabakaya folikül denir. Hipofiz bezinden gönderilen bir diğer hormon olan FSH hormonu folikül üzerinde çok ilginç bir etki yapar ve folikül birden bire özel bir molekül üretmeye başlar. Bu molekül "östrojen" isimli hormondur.

Daha kendisi tam olarak gelişmemiş olan folikül, nasıl olup da bir hormon üretmeye başlamıştır? Bu üretimi yapacak mekanizma ve organizasyona nasıl sahip olmuştur? Bu üretimin amacı nedir?

Bu sistemler Allah'ın sonsuz ilminin ve üstün yaratışının delillerinden sadece bir tanesini göstermektedir.

Folikülün ürettiği moleküller, yani östrojenin kadın vücudunda üstlendiği görevler, Allah'ın yaratışındaki mucizelerden birini daha göstermektedir. Şimdi bu görevlerden bazılarını kısaca görelim:

1. "Östrojen" hormonunun hedeflerinden biri "döl yatağı"dır. Döl yatağı, döllenmiş yumurtanın gömüleceği ve bölünerek büyüyeceği yuvasıdır. Östrojen hormonunun etkisiyle birlikte döl yatağında bir hazırlık başlar. Döl yatağının duvarlarının kalınlığı 3-5 kat artar ve kılcal damarlar tarafından sarılır. Eğer döllenme gerçekleşirse, yumurtanın ihtiyacı olan besin bu damarlardan karşılanacaktır.

Bu gerçek bir mucizedir. Çünkü henüz gelişmekte olan folikül, içinde bulunan yumurta hücresinin geleceğini adeta düşünmekte,yumurtanın ileride beslenmesi için gerekli tedbirleri almakta, ve yumurtanın gelecekte barınacağı döl yatağının hazırlık yapmasını sağlamaktadır.

Bu noktada bazı sorular sormak gerekir:

1. Folikül, yumurta hücresinin salgılandıktan sonra döl yatağına ulaşacağını ve burada konaklayacağını nasıl haber almıştır? Döl yatağındaki kılcal damarın yumurta hücresine besin sağlayacağını nasıl bilmektedir? Bu kılcal damarların çoğalmasını sağlayacak formülü nasıl öğrenmiştir?

2. Östrojen etkisi ile döl yatağı kasları da gelişmeye başlar ve kas gücü artar. Bu da olası bir döllenme halinde yumurtanın yerleşeceği yatağı korumak için alınmış bir önlemdir. (Oğuz Kayaalp, Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji, s. 2750 )

Küçücük bir folikülün ürettiği kimyasal molekül, bir insanın bedenini baştan aşağı şekillendirmekte, aynı zamanda gelecekte yeni bir insanın doğması için gerekli düzenlemeleri yaptırmaktadır. Oysa östrojen hormonu, atomların yanyana dizilmesi ile meydana gelmiş şuursuz bir maddedir. Şuursuz hücreler tarafından üretilmekte ve şuursuz hücreler üzerinde etkili olmaktadır. Ancak bütün bu olaylar büyük bir plan içinde gerçekleşmekte ve bu planın sonunda insan cinsiyetlerinden biri eksiksiz olarak ortaya çıkmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder